Perşembe, Kasım 5

29 Ekim'den 10 Kasım'a...

Türkiye için en önemli 2 tarih olsa gerek... Biri 86 yıl önce bu topraklar üzerinde bağımsızlığımızı ilan edip, Cumhuriyeti kurduğumuz tarih, diğeri de ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümü...


Klasik törenlerle, devlet erkanı tarafından verilen mesajlarla, şehirlerin ana caddelerinde düzenlenen kortejler ile kutlanılan iki gün. Merak ediyorum ne kadar insan bu 2 günün anlamlarının gerçekten farkında? 10 Kasım'da Anıtkabir'i dolduran binlerce insan, dilerim ki geri kalanların da örneğidir...


Türkiye şüphesiz ki, çok zorlu bir süreçten geçmekte. Ne yazık ki, zorluğun kendisi de devletin başındakilerden ileri gelmekte. Eskiden bir söz vardı, "Allah devletimize zeval vermesin" diye, maalesef ben artık her gün "Allah, hükumete zeval versin" diyorum... Artık işin gerçekten boku çıktı... Gündem o kadar yoğun ki, akşam haberlerini izlemeye koyulduğumda, bakıyorum bir saat çoktan geçmiş bile. Her gün farklı bir olay, her gün başka bir yapay gündem. Ne hukuk sisteminin, sistemliği; ne de devlet işlerinin gizliliği kaldı. İşine gelen istediği belgeyi, savcılıktan önce haber kanallarına gönderiyor, işine gelmeyen de onlarca insanı -daha suçlarının ne olduğu belli olmadan- istediği kadar içeride yatırıyor; yine aynı işine gelmeyen kendi hazırladığı saçılım paketlerini kendi kendine uygulamaya koyuluyor, üstelik bunu milyonları hatta bu vatan için canını ortaya koyanları bile hiçe sayarak yapıyor...


Keşke bu 10 Kasım'da da lise çağlarımda olduğu gibi Ankara'da olabilsem; Anıtkabir'i, Atamı ziyaret edebilsem diyorum. Badem'lilere inat oraya giden milyonların arasına katılabilsem diyorum...


Unutmadan bir söz var ya, her yerde görürüz "Atam sen rahat uyu" diye, artık o da tarih olacak gibi, herkes artık kendi gibi Ata'nın da rahat uyuyamayacağının farkında olsa gerek...

Hiç yorum yok: