Perşembe, Aralık 11

Bozkırın Tezenesi





Bozkırın Tezenesi...


Aranızda ne demek istediğimi anlayanlar vardır elbet. Bir ustaya olan saygımı göstermekten çok -saygı göstermek adına yazı yazmak bana düşmese gerek- sizleri -varsa aranızda hala tanımayan, bilmeyenler- anadolunun bağrından gelen bir üstadla tanıştırmak, ona duyduğum hayranlığı bir kez de buradan dile getirmek istedim.

Kırşehir'li değilim ama, kültürlerin benzerliğinden olsa gerek bozlak türküleri dinleyerek büyüdüm diyebilirim (ne de olsa Ankaralı'yım). Ne güzeldir ki, dinleyerek büyüdüğüm o türküleri çok sevdim ve hala da dinliyorum.

5 yaşında bağlama çalmaya başlayan, babasıyla köy köy düğün düğün gezerek türkü çığıran bir Kırşehirli Neşet Ertaş. Sasıyız türkü yazan, beste yapan gerçek bir sanatçı. Türk halk müziğinin duayenlerinden.

Çok acıklı bir hayat yaşamış. Yıllarca bağlama çalmaktan, genç yaşta parmaklarını kaybetme tehlikesi yaşamış. Bir akrabasının yardımıyla tedavi için Almanya'ya gitmiş ve sanatçı statüsüyle oturma izni almış. 20 yılı aşkın süre orada kalan, geçimini bağlama çalarak kazanan bir sanatçı. Yıllar sonra Türkiye'ye döndüğünde ise ancak hakkettiği değeri görmüş. Onca zaman sonra, 2000 yılında Açık Hava Konserlerinde verdiği konserle hayranlarını bir kez daha mest etmiş.

Zahide, Evvelim sen oldun, Hata benim, Zülüf dökülmüş yüze, Yalan dünya ve daha nice eseslerin sahibidir üstad. Sayısız albüm, sayısız eser.

Garip olmaktan, gariplerin yanında durmaktan hiç vazgeçmemiş Neşet Ertaş. Gerek Almanya'da geçirdiği sürede, gerekse öncesinde yazdığı türkülerin sözleri her zaman için insanın içini burkan cinsten. Ben kendisine bir kez de buradan sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Yıllardır benim için bir kaçış noktası olmuştur onun türküleri. Bu satırları yazarken de onu dinlemekteyim.

Merak edenler varsa, http://www.nesetertas.com.tr/ ye bakabilirler. Sayfanın üstünde kalan mediaplayer'dan üstadın ve babası Muharrem Ertaş'ın türkülerini ücretsiz olarak da dinleyebilirsiniz.

Keyifle dinlemeniz dileğiyle...

2 yorum:

Erdem Kalayci dedi ki...

Erdicim, sirf kendini belirli sosyal gruplara dahil etmek icin Neset Ertas mi... gibi onyargilar icinde olan insanlara, neset ertas in onlardan nasil daha cok insan oldugunu gosteren bir yaziyi blogunda yayinlaman cok guzel.
Yigidin harman oldugu yerden geldigin belli olmus.

Erdi dedi ki...

geldiğin yeri unutmak, doğduğun yeri beğenmemek, kültürüne sahip cıkmamak degil midir asimilasyon?
böyle hassas bir konuda yorumlarını esirgemediğin için çok teşekkür ederim ;)